That's a bit steep.
Biraz yüksek fiyatlı.
That's a bit pricey.
Biraz fiyatlı.
You paid a bit over the odds.
Biraz normalin üstünde ödedin.
That's a bit on the dear side.
Biraz pahalı.
It cost me an arm and a leg.
Bana bir servete mal oldu.
You're paying through the nose.
Kazıklanıyorsun.
That's exorbitant.
Bu fahiş bir fiyat.
It cost a fortune.
Bir servete maloldu.
That's daylight robbery.
Gündüz gözüyle hırsızlığa çıkmışlar.
They must have seen you coming.
Sazan / enayi olduğunu hemen anlamışlar.