old and wise
yaşlı ve bilge
over the hill
gençliğini geride bırakmış
past it
ondan geçmiş
pushing ninety
doksana yakın
in her nineties
doksanında
a pensioner / OAP / senior citizen
emekli / kıdemli
getting a bit long in the tooth
yaşını başını almış
in my twilight years / second childhood
ölmeden önceki yıllar / ikinci çocukluk
losing her marbles / going senile
aklını kaçırmak / bunamak
an old codger / an old biddy
antika adam / yaşlı cadı