5 Haziran 2021 Cumartesi

100 ENGLISH SENTENCES USED IN DAILY LIFE

 


Believe me.
İnan bana

Call me back.
Beni ara. 

As soon as possible. 
En kısa zamanda. 

Do me a favor. 
Bana bir iyilik yap. 

Give me a hand. 
Bana yardım et. (Bir el at.) 

I do not understand. 
Anlamıyorum. 

I do not mean it. 
Bunu kastetmedim. 

I decline!
Reddediyorum. 

I’m on a diet. 
Diyetteyim. 

I just made it. 
Şimdi yaptım. 

I’m sorry.
Üzgünüm. 

Absolutely not.
Kesinlikle hayır. 

I have no idea.
Fikrim yok. 

I agree.
Katılıyorum. 

I’m at home. 
Evdeyim. 

It’s on the tip of my tongue.
Dilimin ucunda.

It’s ok. 
Tamam. 

It really takes time. 
Gerçekten zaman alıyor.

It’s for the best. 
Onun için en iyisi.

No, I don’t want. 
Hayır istemiyorum. 

See you. 
Görüşürüz. 

See you next time. 
Bir dahakine görüşürüz. 

So I do. 
Ben de. 

So so.
Şöyle böyle.

Allow me. 
Bana izin ver. 

Any day will do.
Herhangi bir gün yapacak.

Be calm. 
Sakin ol. 

Be careful!
Dikkatli ol. 

Be quiet!
Sessiz ol. 

Cheer up!
Neşelen! 

Come on. 
Haydi.

Don’t be ridiculous.
Komik olma

Don’t be so childish. 
Çocukluk yapma. 

Don’t move!
Hareket etme. 

Don’t worry. 
Endişelenme. 

Enjoy yourself. 
Keyfine bak. 

Follow me. 
Beni takip et. 

Forgive me. 
Beni affet. 

Forget it. 
Onu unut. 

God bless you. 
Çok yaşa. 

It’s very thoughtful of you. 
Çok düşüncelisiniz. 

It’s up to you.
Sana bağlı.

It’s none of your business.
Seni ilgilendirmez. 

Shut up. 
Kapa çeneni. 

Slow down. 
Yavaşla. 

Stop making such a noise. 
O sesi yapmayı bırak. 

You are going too fast. 
Çok hızlı gidiyorsun. 

Come with me. 
Benimle gel. 

Good afternoon. 
Tünaydın. 

Good morning
Günaydın. 

Good night.
İyi geceler. 

Have a good trip. 
İyi yolculuklar. 

Have a good weekend. 
İyi hafta sonları. 

I admire you.
Sana hayranım. 

I apologize. 
Özür dilerim. 

I can’t wait. 
Bekleyemem. 

I don’t have time. 
Zamanım yok. 

I got it.
Anladım. 

I hate you!
Senden nefret ediyorum. 

I hope so.
Umarım öyledir. 

I knew it.
Biliyordum. 

I love you.
Seni seviyorum. 

I would love to.
İsterdim. 

I am busy.
Meşgulüm. 

I am tired.
Yorgunum. 

I don’t agree.
Katılmıyorum. 

You are wasting my time.
Zaman kaybediyorsun. 

I feel much better.
Daha iyi hissediyorum. 

They like each other.
Birbirlerinden hoşlanıyorlar. 

I’m sorry.
Üzgünüm. 

I’m good.
İyiyim. 

It doesn’t matter.
Önemli değil. 

Join me.
Bana katıl. 

Let’s catch up!
Hadi yakalayalım! 

Let’s do it.
Hadi yapalım. 

Nice to meet you.
Tanıştığımıza memnun oldum. 

Not yet.
Henüz değil. 

Talk to you tomorrow.
Yarın konuşuruz. 

Thank you very much.
Çok teşekkürler. 

Your turn.
Senin sıran. 

The most frequently used question pattern sentences in English:
İngilizce'de  en sık kullanılan soru kalıpları. 

A lovely day, isn’t it?
Güzel bir gün, değil mi? 

Do I have to?
Zorunda mıyım? 

Can I help you?
Yardım edebilir miyim? 

How are things going?
İşler nasıl gidiyor? 

Any thing else?
Başka birşey var mı? 

Are you kidding?
Şaka mı yapıyorsun? 

Are you sure?
Emin misin? 

Do you understand me?
Beni anlıyor musun? 

Are you done?
Tamam mısın?

Can I ask you something?
Sana bir şey sorabilir miyim? 

Can you please repeat that?
Lütfen şunu tekrar edebilir misin?

Did you get it?
Anladın mı? 

Do you need anything?
Bir şeye ihtiyacın var mı? 

How are you?
Nasılsın? 

How do you feel?
Nasıl hissediyorsun? 

How much is it?
Kaç para? 

How old are you?
Kaç yaşındasın? 

How was your weekend?
Hafta sonun nasıldı? 

Is all good?
Hepsi iyi mi? 

Is everything OK?
Herşey tamam mı? 

What are you doing?
Ne yapıyorsun? 

What are you talking about?
Ne hakkında konuşuyorsun? 

What are you up to?
Ne ile meşgulsün?

What are your hobbies?
Hobilerin neler? 

What did you say?
Ne dedin? 

What do you need?
Neye ihtiyacın var? 

What do you think?
Ne düşünüyorsun? 

What do you want to do?
Ne yapmak istiyorsun? 

What do you want?
Ne istiyorsun? 

What’s the weather like?
Hava nasıl? 

What’s your e-mail address?
E-posta adresin ne? 

What is your job?
Mesleğin ne? 

What’s your name?
Adın ne? 

What’s your phone number?
Telefon numaran ne? 

What is going on?
Neler oluyor? 

When is the train leaving?
Tren ne zaman kalkacak? 

How can I go to the town centre?
Şehir merkezine nasıl gidebilirim? 

Where are you from?
Nerelisin? 

Where are you going?
Nereye gidiyorsun? 

Where are you?
Neredesin? 

Where did you get it?
Onu nereden aldın? 

Where do you live?
Nerede yaşıyorsun? 

Are you coming with me?
Benimle geliyor musun? 

How long will you stay?
Ne kadar kalacaksın?