He's very good at maths.
Matematikte çok iyi.
He's a born footballer.
Doğuştan futbolcu.
She's a great dancer. She's a natural.
Büyük bir dansçı. Doğuştan.
She's head and shoulders above the rest.
Diğerlerinden çok üstün.
She's a first rate teacher.
Birinci sınıf bir öğretmen.
He's in a class of his own.
O benzersiz.
He's got a natural talent for sports.
Onun spora karşı doğal bir yeteneği var.
She can do it in her sleep.
Bunu gözü kapalı bile yapabilir.
No-one comes close to him as a painter.
Ressam olarak onun eline kimse su dökemez.
As a driver, he's one of a kind.
Sürücü olarak o türünün tek örneği.